16 Temmuz 2009 Perşembe

Ömür boyu sürecek güzel dostluklar temennisi ile…

Zamanımızda kaybolan aile huzuru birlikte de sevgi ,saygı,şefkat
buharlaşıyor.
insan,çalışma telaşı ve hızı içinde ,hele de gençken koştururken,etrafını
göremiyor..
Dostlarını ihmal ediyor..
Hatta ,çoluk-çocuğuyla bile ingilenemiyor,dost olamıyor..
Bir sevgi,bir şefkat ihtiyacı anında durup etrafına bakıyor,kimse
kalmamış…
Dost olarak,arkadaş olarak,güveneceği insan olarak kimse yok çevresinde…
Yapayalnız ve kimsesiz kalmanın acısı yüreğini kavurmaya başliyor..
Bu noktada tehir edilmiş dostlukların pişmanlığını hiç bir varlık
gideremiyor..
Dostların,yani sevgilerin,saygıların ,şefkatlerin,güven duyguların,vefanın
ve sadakatın bıraktığı boşluğu,hiç bir kazanım dolduramıyor..
Çünkü insan sadece bedenden ibaret değildir..
İnsan ruh ve beden den oluşuyor,
Ruhun ve mananın temel ihtiyaçlarından biri de,inancını,ahlakını,şefkatini
sansürsüz olarak paylaşabileceği dostlarıdır…
Çünkü,onlarsız hayat,hayat olmuyor….
Dostluğu en güzelini,birbirini Allah için sevenler göşterir..
öyle ki,nlar dostlarını canlarına tercih etmişlerdir..
Söyle bir kıssa anlatılır…
-Bir sebeple boyunları vurulmak üzere bir kısım sofiler hükümdar tarafından
aranıyorlardı..
Ebu’i Hüseyn en Nuri de bunların arasındaydı..
Yakalanıp huzura getirildiklerinde,bu zat hemen öne koştu ve ilk önce
kendisinin öldürülmesini istedi…
Sebebi sorulduğunda söyle dedi…
-”Bir an olsun kardeşliklerime bir hayat kazandırmayı arzu ettim de onun
içinde öne geçtim..”
Hükümdarın çok hoşuna giden bu söz sayesinde hepsinin hayatları kurtuldu…
Dostun başına bir musibet geldiğinde,elinden tuttup kaldırmak,Allah için
yapılan dostlukların en belirgin özelliğidir..
Vefa da ancak Allah için yapılan dostluklarda mümkündür..
Sıkıntılı anlarımızda uzanan sıcak bir el,huzur veren bir ses,hangi servete
değişilir..?
Ve hayatımızdaki izlere baktığımızda samimi bir dostumuzun yerini ne
doldurabilir ?
Gerçek zengin,böyle dostlara sahip olabilendir..
Ömür boyu sürecek güzel dostluklar temennisi ile…

Alıntı

Hiç yorum yok: