19 Ocak 2009 Pazartesi

RACHEL




RACHEL

Koca koca gökdelenler, geniş caddeler, türlü türlü eğlence yerleri, parklar, bahçeler.

Geceleri adeta dans eden rengarenk ışıklar, parıltılar.

Çeşit çeşit içecekler kolalar, pepsiler, çeşit çeşit yiyecekler , cipsler, burgerler.

Rüyalar ülkesi, insanların hayallerini süsleyen ülke, milyonların gitmek için can attığı, özgürlük ülkesi Amerika.

Gazete ve televizyonlar bize böyle anlatıyor, bizde böyle biliyor böyle tanıyoruz.

Gencecik henüz 23 yaşında hayatının baharında olan Rachel, böyle bir ülkeyi ve tüm sevdiklerini bırakıp, kuru ekmeğin, içmek için suyun bile zor bulunduğu bir ülkeye, tankların palet sesleri, top sesleri, silah seslerinin durmadığı ülkeye Filistin'e geliyor. Niçin? Yapılması gerekeni milyonlarca Müslüman'ın yapmadığı için, çocukların anne ve babasız kalmaması için, anne ve babaların çocuklarının ölmemesi için, ailelerin evsiz barksız kalmaması için, savaşın değil barışın olması için, göz yaşlarının akmaması için.

Daha doğrusu İNSANLIK için.

Bir röportajında bu çocukların evleri yıkılmış, top ve silah sesleriyle büyüyorlar, hepsinin ailesinden birkaç kişi ölmüş, acı çekiyorlar.

Bu çocuklar için elimden gelen her şeyi yapacağım, diyordu Rachel. Zalimin zulmü devam ediyordu.

İsrailli Yahudiler, yıllardır yaptıkları zulme yenisini katmak için, dozerlerini çalıştırmışlar Filistinlilerin evlerini yıkmaya gidiyorlardı.

Rachel , bu zulmü önleyebilmek için, elinde megafon, üzerinde fark edilmemesi imkansız kırmızı bir elbise, dozerin önüne geçiyor.

İsrailli Yahudi tonlarca ağırlıktaki dozeri Rachel'in üzerine sürüyor. Rachel dozer paletlerinin altında kalıyor. Bununla yetinmeyen, kalbi bu metal yığınından daha da katı olan Yahudi geri gelip genç bedenin üzerinden bir daha geçiyor.

Her gün kan karışan Filistin topraklarına Rachel'in kanıda karışıyor. "Filistinli çocuklar için elimden gelini yapacağım" dedi ve hayatını verdi.

Ruhun şad olsun, melek yüzlü gül insan.

Dilerim Allah'tan cennetin en güzel mekanlarında yerin olsun.

Renklerin, ırkların, malın mülkün değil insanlığın önemli olduğunu birde sen anlattın bizlere.

Zalimlerin, zorbaların, savaşların ve kötü insanların bolca yer aldığı gazete ve televizyon ekranlarında çok yer bulamasan da, insan olan insanların kalbinde taht kurdun.

Dünyada iyinin ve kötünün savaşı sürüyor, şu an güç Bush, Olmert gibi emperyalist ve Siyonistlerin elinde olsa da mutlaka iyi ve adil insanların eline geçecek.

Hüseyin Bayhan










Filistin davası için hayatını feda eden Amerikalı

OLYMPIA/ Amerikalı barış eylemcisi Rachel Corrie, bir Filistinlinin evini yıkmasını engellemeye çalıştığı İsrail buldozerinin altında ezilerek hayatını kaybetti.
Görgü tanıklarına göre 23 yaşındaki Corrie, Gazze kentinde Filistinli bir doktorun evini yıkmaya çalışan İsrail ordusuna ait buldozeri engellemeye çalışırken düşünce, buldozer önce genç kadının üstünden geçti, sonra geri giderek onu tamamen ezdi.
İsrail ordusu olayın bir kaza olduğunu açıklarken, ABD Dışişleri Bakanlığı tam bir soruşturma istedi.
Uluslararası Dayanışma Hareketi adlı bir uluslararası barış eylemcisi grubun üyesi olan Corrie, daha önce ülkesine gönderdiği bir elektronik posta mesajında, 14 Şubat’ta yine Filistinlilerin evini yıkmaya çalışan bir İsrail buldozerine karşı yaptıkları eylem sırasında buldozerin kendilerini nasıl zorla geriye ittiğini ve uluslararası barış eylemcilerinin içine sığındıkları evin duvarını nasıl yıktığını anlatmıştı. (a.a)


18 Ocak 2009 Pazar

AN'I YAŞAMAK


Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken 'Dünya benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu, ölürken de aynı avuçların 'her şeyi bırakıp gidiyorum işte!' dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.
Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azraillin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan.
Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli.
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi, köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.Eşine 'seni çok seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark etmeli, fark etmeliyiz çok geç olmadan...
Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yarın meçhuldür.
O halde ömür dediğin bir gündür, o da bu gündür !...
alıntı

12 Ocak 2009 Pazartesi

İnsanlar doğasını yaşar...


*Akrep*
*Hintli bir adam suda bata cika ilerlemeye calisan bir akrep gorur. **Onu kurtarmaya karar verir ve parmagini uzatir ama akrep onu sokar. * *Hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya calisir ama akrep onu tekrar sokar.*
*Yakinlardaki baska birisi ona, onu surekli sokmaya calisan akrebi kurtarmaya calismaktan vazgecmesini soyler. Ama Hintli adam soyle der:**
"Sokmak akrebin dogasinda vardir. Benim dogamda ise sevmek var.
* *Neden sokmak akrebin dogasinda var diye kendi dogamda olan sevmekten vazgeceyim?" *
*Sevmekten vazgecmeyin.
Iyiliginizden vazgecmeyin.
* *Etrafinizdaki insanlar sizi soksalar da *

8 Ocak 2009 Perşembe

Kuran-ı Kerimdeki Son On Sure



Kuran-ı Kerimdeki Son On Sure

Kuranın Mushaf sırasına göre dizilişini ele alırsak, bu sureyle birlikte Kuran sona eriyor. Özellikle Kuranın sonuna yerleştirilen ve 'son on sure' olarak bilinip yaygın olarak ezberlenen bu sureler böylesi dizilişleri ile Kuranı esaslı bir mesajla sona erdirmektedir. Birçok müfessirin bu surelerin birbirinin devamı olduğunu söylemesinden de ilhamla 'Fil' suresinden 'Nas' suresine kadar 'on surede on mesaj' şöyle özetlenebilir.


1. Allah, Kabeyi bir Allah ve insanlık anıtı ( zikra ) yapmak istemekte ve bunun için üzerine titremektedir. ( Fil Suresi )



2. Bu anıtın etrafında insanlığın toplanmasını istemektedir. Bu iş için birleştirecek ve toplayacak ( teqarruş ) öncü bir güç ( Kureyş ) gerekmektedir. Yani artık her çağda birleştirip toplayan kimse, Kureyş o olacaktır. ( Kureyş Suresi )



3. Bu öncü güç, dini ( yolu ) yalanlayanlarla mücadele etmeli, öksüzlere sahip çıkmalı, yoksulların sesi, kimsesizlerin kimsesi olmalıdır. Gösteriş dindarlığından uzak durmalı, yüreğini ortaya koymalıdır. ( Maun Suresi )



4. Eğer böyle yaparlarsa Allahın bol nimetleri ( Kevser ) üzerlerine yağacak, başlangıç da az da olsalar kısa sürede milyonların peşlerinden geldiğini göreceklerdir. ( Kevser Suresi )



5. İşe, çağın egemen paradigmalarına ( değerler dizisi ) esastan karşı çıkarak, insanlığın vicdanını harekete geçirerek başlamalı ve egemenlerle asla uzlaşmamalıdırlar. Sizin dininiz size, bizimkisi bize demelidirler. ( Kafirun Suresi )



6. Egemen güçlere, para babalarına, dünyayı yöneten tefeci bezirgân takımına doğrudan karşı çıkmalıdırlar. Onların ahtapot gibi dünyanın her yanına yayılmış ellerini kesmeli, kurutmalıdırlar. ( Ebu Leheb Suresi )



7. Eğer böyle yaparlarsa Allah onlarla birlikte olacak, kısa sürede insanların bu yola kitleler halinde girdiklerini göreceklerdir. Allah insanlığın gönüllerini onlara açacaktır. Bu durumda bile yapmaları gereken hamd ile tesbihtir. ( Nasr Suresi )



8. Zira nihai amaç Allahın birliğini ( Tevhid ) ve bütünlüğünü ( Samed ), insanlığın barış içinde birlikte yaşaması ( adalet ), insanoğlunun kula kulluktan kurtarılması ( özgürlük ) davasıdır. ( Tevhid / İhlâs Suresi )



9. Bu amaç dünyanın bir köşesinde nispeten gerçekleşmiş olsa bile iş bitmemektedir. Kötü niyetli kişilere, hile, desise, entrika ve planlara karşı dikkatli olunmalı; para, makam, mevki, şan, şöhret, altın, kadın vs. nefisleri kışkırtan her tür cazibenin vereceği zarardan, kıskançlık ateşiyle yanıp tutuşanların kem gözlerinden Allaha sığınılmalı, onun yolunda bıkmadan, usanmadan yürünmelidir. ( Felak Suresi )



10. İnsanlar üzerinde Rablik, İlahlık ve Meliklik taslayanların Allahın özgür ve eşit insanlarını kullaştırmaya / köleleştirmeye kalkmalarına izin verilmemelidir. Hiçbir kişiye, sınıfa, guruba, aileye, hanedana, zümreye, ırka, etnik kökene ayrıcalık tanımadan Allahın en-nas'da ( millet, ümmet, halk ) tecelli edecek olan egemenliği tesis edilmelidir. Kimse kimseye tanrılık kalkışmamalıdır. Bin bir emekle kurulan tevhidin, adaletin ve özgürlüğün toplumun her türünden fitne, fesat, dedikodu, fiskos ve fısıltıyla sarsılmasına ve istikrarın bozulmasına izin verilmemelidir. Bunlardan bizzat ve bilfiil uzak durulmalıdır. Görünür, görünmez tüm şer odaklarına karşı uyanık olunmalıdır… Ondan geldik, onun ile yaşıyoruz ve ona gideceğiz. ( Nas Suresi )



Yaşayan Kuran Türkçe Meal ve Tefsir / Recep İhsan Eliaçık

1 Ocak 2009 Perşembe

müzik