31 Temmuz 2008 Perşembe

İlahi buyruk böyleydi


İlahi buyruk böyleydi; İnin oradan Adem ve Havva ile geldik asil diyardan Şeytan dedik, sınav dedik,gurbet dedik,İblis bile anladı da bir insan anlamadı bizi Bin yıl anlattık belki anlar diye,yeniden kurduk dünyayı , bindik gemiye Sel dedik, tufan dedik, Nuh dedik,sular bile anladı da bir insan anlamadı bizi Dolaştık durduk Ortadoğunun çöllerinde, put kırdık bayramın orta yerinde Hacer dedik, İsmail dedik, İbrahim dedik,ateş bile anladı da bir insan anlamadı bizi Yusufla çıktık ortaya Mısırdan, Ademin ruhunu üfledik zindandan Züleyha dedik, rüya dedik, hazine dedik, kuyular bile anladı da bir insan anlamadı bizi Kırk bin köleyle denize sürdük atımızı,kırk yıl çöllerde aradık andımızı Tur dedik, asa dedik, Musa dedik, denizler bile anladı da bir insan anlamdı bizi Kölelere yalvardık yedi kuşak, dost aradık bucak bucak Sofra dedik, mihrap dedik, Zekkeriya dedik, ağaç kovukları bile anladı da bir insan anlamadı bizi Süleymanla taht kurduk Kudüse, karıncaya sorduk içini döktü bize Baston kuruttuk, Belkısı çağırdık, hüdhüd dedik,kuşlar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Daha bebekken konuştuk, çaredir sandık, 12 dostla karanlığı sıvadık Ruh dedik, Meryem dedik, İsa dedik, çarmıhlar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Güneşe yol aradık çoluk çocuk, çok yangınlar söndürdü bu soluk Ashab-ı Kehf ile yine onu sorduk, Ölüm dedik, düğün dedik, koç dedik, alevler bile anladı da bir insan anlamadı bizi Şehre çıktık yedi gençle, yine başkaldırdık Ashab-ı Kehfle İlah dedik, Rab dedik, en büyük dedik, mağaralar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Dağda koyun güdüyordu Ahmed, mağarada oku dedi ona Es-Samed Kalemle yazdık, kitabı okuduk, yeniden bismillah dedik, çobanlar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Aba altında titriyordu büyük adam, dosta açıldı ilk yürek ve gam, feda olsun sana anam ve baba Haticeyle tutuştuk,Aliyle çoğaldık, namaz dedik, din dedik, obalar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Gezindik ağıllarda, gölgelendik ağaçlarda, Erkama gizlendik, Safaya çıktık Bağırdık Ukazda, imza ile tebşir ettik, tevhid dedik, paszarlar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Çadır çadır gezdik çölleri, terk ettik arka kapıdan nice illeri Gifara girdik, Ebu Zer dedik,yol kesene insaf dedik,eşkıyalar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Ne söylüyorsan doğrudur dedi bir adam, ışığın yüreğinle saçılsın işte küçük adam Sana canım feda bırak beni soksun yılan, mağaradan mehtabı seyrediyordu ışık adam Dost dedik, kafi dedik, örümcekler bile anladı da bir insan anlamadı bizi Bir evde kırk kişiyle basıldık, gelene kalsa kalacaktık,sarsıldı adem ben de sizdenim artık Ömerle dirildik, Kabeye yürüdük, Allahu Ekber dedik, sokaklar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Anlamadılar bizi, ne ev kaldı, ne ocak, çıktık yola ancak hesap sorulacak Yurt dedik, hicret dedik, devlet dedik, çöller bile anladı da bir insan anlamadı bizi Şarkılar nağme oldu,üzerimize ay doğdu, beklemedik bize bir hal oldu, şehre sığmadık Biz geldik, kardeş dedik, Ensar dedik, develer bile anladı da bir insan anlamadı bizi Bölüştük ne varsa ekmeği aşı, harç yaptık şehre sevgiyi barışı, bağrımızdan çıktı Bilalin haykırışı Hayyealesselah dedik, hayyealelfelah dedik,hançerler bile anladı da bir insan anlamdı bizi Üç yüz on iki kişiyle ovaya çıktık, yenilsek belki bir daha olmayacaktık O gün toprağı titrettik Lehül mülk dedik, kılıçlar bile anladı da bir insan anlamadı bizi Bu yıl Mekkedeyiz dedi peygamber, kalktık bir kere ya kılıç ya zafer Dört koldan girdik şehre birer birer ,bir asa devirdi putları teker teker Kabe bizim işte devrim, La ilahe illallah lehül hamd dedik,taş heykeller bile anladı da bir insan anlamadı Bilmiyorum belki bir daha çıkamam buraya, işte sırtım hakkı olan gelsin almaya Hazırlan dedi Cibril, karardı mehtap, geride birkaç kap ve bir kitap Hayır gidemezsin, kim gitti derse vurun Heyyula Yemuddur yaşayan yerinize oturun Refiki ala dedik, alemlere rahmet dedik, kara toprak anladı da bir insan anlamadı bizi İşte bilekler, işte yürekler,bir de anam ve atam, çaharyer güzin dost oldu dört güzel adam Ebu Bekir dedik, Ömer dedik, Ali dedik, Osman dedik, taş yürekler bile anladı da bir insan anlamadı bizi Düştü sahraya susuz Hüseyin, çatladı toprak, sızladı Ruhul-Emin Yine kalktık ayağa, Yol dedik, sünnet dedik, ayyaşa haram, dalkavuğa onur dedik,Su su dedik, Kerbela bile anladı da bir insan anlamadı bizi
-- BATTAL ÖZ

Mutluluğun formülü 40 ayette saklı..




















Mutluluğun formülü 40 ayette saklı..


İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran.

Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.

Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.

Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.

Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.

Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.

Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.

Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.

Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.

Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.

Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.

İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.

Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.

Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.

Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.

Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.

Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.

Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.

Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.

Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.

Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.

Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.

Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.

Saff 2: Yalandan uzak dur.

Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.

Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.

Al-i İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.

En'am 50: Önyargılarla hayatı kendine zehir etme.

En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.

Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.

Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.

İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.

İsra 23: Anne ve babana 'off' bile deme.

Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.

Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını kabul et.

Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.

Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.

Necm 3: İnanma duygunu diri tut.

Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme

Gürkan Çelebi, 'Vahiyden Kalbe' adlı kitabından...

YORUMSUZ